Sunday, October 16, 2011

ICELIM ACILALIM - 1

Yıllar önce Erbil’le Istanbul’dan çıkıp bütün kahverengi tabelaları takip ederek bütün Akdeniz kıyısını gezmiştik. Birlikte yaptığımız onlarca gezi arasında en keyiflilerinden biriydi. Bir sürü yere girip tarihi mekanları gezmiş , minik lokantalarda yemekler yemiş , hiç bilmediğimiz yerler keşfetmiştik.
Şimdi de o turun biraz farklısını Avrupa’da yapalım dedik. Brüksel’den yola çıkıp Bordeaux üzerinden İspanya’ya gitmeye karar verdik. Turun ilk bacağını yani Bordeaux ve San Sebastian’ı  az da olsa planladık, sonrasına Allah kerim.
Brüksel – Bordeaux arası 900km’nin biraz üzeri, biz de sabah erken çık yol al tarzı bir çift hiç değiliz. Dolayısı ile ilk gece yol üzerinde bir yerlerde kalalım dedik, haritayı açıp parmak basarak bulduğumuz yer Orleans çıktı.
Orleans’ın güzel bir gotik katedrali, çok sempatik bir ‘old town’ ı ve Jeanne D’Arc’ı var.
Jeanne 12 yaşlarından itibaren tanrısal sesler duyduğunu iddia eden ve Tanrı’nın kendisini Fransa’yı işgalci İngilizlerden temizlesin diye görevlendirdiğine inanan bir kız. İnancı ve hep doğru çıkan öngörüleri sayesinde dönemin yöneticilerini de ikna ederek uzun zamandır İngiliz işgali altında olan Orleans’ı kurtarmaya giden ordunun ruhani lideri oluyor. Ve yine inancının kuvveti sayesinde (ben başka açıklama bulamadım)  askerlerin moralini etkileyip Orleans’ ın sadece 9 gün içerisinde İngiliz işgalinden kurtulmasını sağlıyor. Bu yetmiyormuş gibi İngilizlerle farklı cephelerde savaşıp onları  yenmeye devam ediyor. Sonu malum, İngiliz yanlısı Fransız’lar tarafından yakalanıp on bin altına İngilizlere satılıyor ve kısa bir mahkeme sonucu suçlu bulunduğundan 19 yaşındayken yakılıp öldürüyor, tabii daha sonra da şehit ve azize ilan ediliyor.
 Orleans’lılar günümüzde Jeanne’e olan şükran borçlarını bilimum cadde, pastane ya da şarküteriye onun adını vererek ödemişler. Ama yine de kısa bir gezi için Orleans keyifli bir şehir. Bölge yine şarapları ile ünlü Loire vadisi üzerinde, binalar restoranlar barlar vs son derece sempatik. Güzel bir Thai restoranında yemek yeyip şehirdeki barları gezerek çok hoş bir gece geçirdik. Hava da şansımıza çok güzeldi.
Bordeaux’da iki yerde kalacağız. İlk durak Medoc bölgesinde Château Meyre. Medoc  tarafında bütün Grand  Cru üreticisi Château’lar var, otelimizdeki çok sempatik resepsiyonist – concierge Celia bize çok güzel bir şarap tadım program hazırlamış. Yani önümüzdeki üç günün planı mümkün olduğunca çok şarap içmek. 

Devamı yarına.

 


No comments:

Post a Comment